‘Barbie’ her kız çocuğunun hem rüyalarını hem de hayal dünyasını süsleyen o oyuncak.
Upuzun sarı saçları, kusursuz gülümsemesi, rengarenk elbiseleri, arabaları, rüya evleri ile her kız çocuğunun gözlerini parıldatmayı başaran o oyuncak.
İlk defa Amerikalı bir iş kadını olan Ruth Handler tarafından üretilen Barbie’nin esin kaynağı Ruth Handler’ın kızı Barbara Handler’dır. Her kız çocuğunun rüyalarını süsleyen o Barbie bebeğin var oluşunda bir kız çocuğuna dayanması hem biraz ironik hem de bir o kadar anlamlıdır. Barbie’nin üretildiği zamana kadar çocukların oynadığı bebeklerin çoğu sadece kartondan yapılıyordu. Ruth Handler ise gerçeğe çok yakın üç boyutlu bir bebek yaparak oyuncak sektörüne adını altın harfler ile kazımayı başaran Barbie ile bir devrime imza attı.
Ortaya çıktığı günden bu yana yerini başka bir oyuncağın tutamadığı Barbie bebekler kimi zaman eşsiz bir üretim ve hayal gücü eseri olarak değerlendirilse de bir o kadar da eleştiri almaktadır. Bir kesim Barbie bebeğin kusursuz fiziği, sapsarı saçları, masmavi gözleri, eşsiz gülümsemesi ile kız çocuklarına küçük yaştan itibaren güzel olmak, mükemmel olmak için aynı bir Barbie bebek gibi olmak gerektiği düşüncesini aşıladığını, bunun kız çocukları üzerinde psikolojik bir şiddete yol açtığını savunmakta, bu yüzden Barbie’lerin karşısında durmaktadır. Bir kesim ise dünyanın en çok satan oyuncağı olmanın yanında perdeden, çarşafa, kalemden, kıyafete aklınıza gelebilecek birçok ürüne dönüşen bu oyuncağın dahice bir üretim olduğunu savunmakta ve her geçen gün yaşatmaya devam etmektedir.
Neyi savunursak savunalım ‘Barbie’ her birimizin hayatında yer edinmeyi başarmış, 1900’lü yıllardan günümüze raflardaki yerini, hala tüm bu tartışmalara yol açabilecek popülaritesini korumayı başarmıştır. Öyledir ki günümüzde Barbie’ye başka bir gözle bakmamızı sağlayacak bir filme de esin kaynağı olmuş, dünyada milyonlarca insanı sinema koltuklarına tekrardan oturtmuştur.
Vakti olan herkesin gidip izlemesi dileği ile…