Ben bir Cumhuriyet kadınıyım. Kendi tırnaklarım ile kazıyarak elde ettim hayatımı, hem başarılarımı hem başarısızlıklarımı.
Okudum, yazdım, çizdim, konuştum, sessiz kalmadım. Beni susturmaya çalışanların, yolumu kesmek isteyenlerin tüm çabalarına rağmen kendi sesimi yarattım, tüm gücümle haykırdım.
Ben bir Cumhuriyet kadınıyım. Haklarımı elimden almaya çalışanların karşısında dimdik duran, ‘Sen kadınsın, otur oturduğun yerde.’ diyen tüm o zihniyetlerin içinde var olmaya çalışanım.
Etek giydi diye öldürülen o kadınların, büyüdü artık diyerek evlendirilen o küçük kız çocuklarının sesiyim. Canım pahasına da olsa dilediğini giyen, dilediği saatte dışarı çıkan, istediği yerde gülen, eğlenen, her gün “ya sebepsiz yere öldürülen o bir sonraki kadın ben olursam” korkusunu iliklerinde hisseden ama o korkuya rağmen doyasıya yaşayanım.
Ben bir Cumhuriyet kadınıyım. Önüme çıkan duvarlara rağmen, Atatürk’ün izinde yaşamaya, özgür olmaya, kendi sesimi, kendi fikirlerimi doyasıya haykırmaya devam edeceğim. Okuyacağım, başaracağım. “Sen kadınsın, ne anlarsın” diyenlerin üstüne basarak yoluma devam edeceğim. Bir kadının bir erkeğe muhtaç olduğunu savunan tüm o zihniyetlerin karşısında dimdik duracağım.
Bu yazıma ilham olan ve günlerdir ana sayfalarımızı süsleyen o Cumhuriyet kadının dediği gibi:
“Ben bir Cumhuriyet kadınıyım. Beyim değil, beynim bilir!”