Anlaşılan odur ki; artık ölümlerin dahi 'tarzı' değişti.. Mevsimlerin koyulaşması gibi, değişen pek çok şey gibi ölümler de aniden alıyor sevdiklerimizi..
Babamı kaybettikten sonra hiçbir vefatın beni o kadar etkilemediğini düşündüm ve öyle de oldu şu son senelerde...
-
Bu babamdan sonra gidenlerle teşrik-i mesaimizin az oluşundan ya da ölümlerine kayıtsızlaştığımızdan değil kuşkusuz..
-
BABAYI da kaybettikten sonra ölüm kavramının tamamen bize 'vız gelip tırıs gidişi'nden kaynaklandı bu hissimiz..
-
Sevdiğimiz sanatçılar, çocukluğumuzdan itibaren hayatımıza izi dokunmuş olanlar tek tek birer birer gittiler..
-
Daha üç gün önce yazmıştım Erkin Koray'ın ardından: "Şu güzel atları alın şu güzel insanların altlarından da biraz daha bizimle kalsınlar" diye..
-
Hey hat! Belli ki ne güzel atlar aniden gelmekten vazgeçecek ne de öte tarafa aniden gitmekten vazgeçecek güzel insanlar...
-
Şanbaz Başkan'ım aniden çektin gittin dün sen de.. Bir gün önce koordinatörlük haberini almıştık oysa.. İçimden dedim ki "Şanbaz bir göreve daha 'hayır' diyemedi"
-
Neden mi öyle söyledim? Ender rastlanan ismin ve heybetli duruşun her ne kadar seni tanımayan insanlarda bir çeşit 'çekince' hissettirse de, seni yakından tanıyanlar bilirdi ki sen kıramazdın insanları kolay kolay. Eninde sonunda kendi bildiğini de yapardın çoğu zaman ama kırıp dökmeden.
-
Hayatın boyunca sorgulamaktan da vazgeçmedin. Rahmetli Türkeş'in yakın markaj isimlerinden oldun ama gerektiğinde Türkeş'in dahi eksikliğinde olduğu şeyleri söylemekten çekinmedin.
-
Sonra Bahçeli ile anlaşamadın.. Mimlediler seni ama tek gün olsun pes etmedin. Kendi siyasi mücadeleni sürdürmeye kendi doğruların için yürümeye devam ettin..
-
2009'da yine GÖREV VERİLEN adam oldun... Eski ülkücüler ile yenileri ve devşirme (!) denenleri, seçim öncesi bir araya 'tövbe' gelmeyiz diyenleri yine sen bir araya getirdin MHP'de.
-
Sonrası belli.. İYİ Parti.. İl Başkanlığı... Yine aslında bir çeşit görev adamlığı...
-
Vekil adaylığı son günü konuştuk: Aslında istemiyordun da adaylık madaylık bence.. Öyle de söylemiştin zaten telefonda.. Ama bir kez daha ikna edildin, ettik.. Hatta ben dedim ki sana "Bu kadar mücadele bunca yıl... Artık taçlandırılması gerek"
-
Olmadı, nedeni niçini artık önemsiz...
-
Bazı insanlar makamları doldurmaktansa GÖREV ADAMI olarak yaşar hayatını... Benim için Şanbaz Yıldız o ADAMLARDANDI işte.
-
Dolu dolu yaşamışlığın teselli olur mu? Şu kocaman boş dünyada çoluğun çocuğun ailen sevdiklerinle bir ömür geçirmişlik keser mi?
Hiç kimseyi kesmez ki seni kessin? Biz 85 yaşında hayatını kaybetmiş babamız için bile "az daha yaşasaydı güzel günleri de görseydi" diyoruz hala senin de evlatların, ailen bunu düşünmeye söylemeye devam edecek kuşkusuz..
-
Uzatmayacağım. Seni bilenler biliyor. Allah eşine, çocuklarına özleminin sabrını versin acı hafifledikten sonra..
-
Kulağımda BİZLERE devamlı zikrettiğin cümle: Sevgide özgürlük saygıda mecburiyet!!!
-
Öte yanda artık daha kalabalığız hissindeyim ben. Vakit saat geldiğinde, görüşmek üzere.
Ruhun şad olsun güzel adam, mekanın diğer sevdiklerimle Cennet olsun inşallah... Babama selam söyle...