Çok seviyorum Değirmendere'yi..

Çokkk uzun yıllar oldu Değirmendere'ye “merhaba” diyeli

77 baharıydı hiç unutmuyorum kardeşim yeni doğmuş daha kırkı çıkmamıştı babam “hadi ev tuttum bu yaz Değirmendere’ ye gidiyoruz” demişti bir sabah. Gidiş o gidiş, yerleşip kaldık.

Muhteşem bir yerdi Değirmendere. İnsanları neşeli, candan. Komşuluklar çok içten. Korkmadan, çekinmeden kadın erkek, genç yaşlı herkes keyifle yaşardı.

Çağdaş bir yerdi. Kimse kimsenin yediğine içtiğine, giydiğine çıkardığına karışmazdı.

Hala da öyle. Hala direniyor hayata müdahale teşebbüslerine. Körfez’ de nefes alınabilecek sayılı yerlerin başındadır ve öyle kalmak için de rahat bırakmak istemeseler bile hala mücadele ediyor.

İlk ahşap açık hava heykel sempozyumunun ev sahipliğini yapmıştır Değirmendere. Bir ara iptal ettiler bu harika etkinliği saçma sapan sebeplerle ama halkın ısrarlı talepleri ile yeniden başlatmak durumunda kaldılar.

Muhteşem açık hava konserleri olurdu, fındık festivali ne güzeldi. Yine bir ara kaldırdılar ama halkın ısrarı ile yeniden başlattılar.

Her fırsatta köreltmeye çalıştılar bu keyifli yeri ama Değirmendere’ nin aydınlık insanları sayesinde her zaman geri adım atmak zorunda kaldılar.

Değirmendere’ de her yeri betonla kapladılar. Koca sahil şeridinde iki avuç denize girecek yer vardı onu da “kayık çekek yeri yapacağız” diye betona kurban ettiler. Halbuki kadın erkek, çoluk çocuk o bir avuç yerde keyifle yüzüyor, nefes alıyordu. Darmadağın ettiler bu küçücük kumsalı ucube bir beton iskele için. Hem de halkın ısrarlı taleplerine karşın.

Aquapark yaptılar biraz ilerisine, yeşillikler içinde. Yürüme yolları, parkları, cafeleri ile Allah için güzel bir yer oldu. Eksikleri vardı Aquaparkın. Ufacık bir havuzu vardı mesela, düştüğünde yan duvarlara bile çarpacağın kadar küçük. Sanki yüzülmesin diye. Herkes şaşkınlıkla yapımını takip etti. Hiç bir Aquaparkta böyle bir mimari hata göremezsiniz. “Amaç yüzülmesini engellemek için böyle yaptılar” demeye başladı halk..

Bayramda açtılar. Bir baktık ki haremlik selamlık. Haftanın belli günleri bayanlar ve baylara diye ayrılmış. Dikkatinizi çekerim yaş sınırı 6/18, yani çocuklara. Onlara “bay bayan” diyorlar “kız erkek” bile demeye varmıyor dilleri. O yaşlara kim “bay bayan” diye hitap ediyor ki. Haftanın belli günleri bayanlar, belli günleri erkekler kullanacakmış. Zihniyeti görüyor musunuz? Hem de bu çağda ve hem de Körfez’ in en çağdaş yerinde. Şu işe bakın ki bir kız bir erkek çocuğu olan aileler bir gün kızını diğer gün oğlunu götürecek, iki kardeş birlikte eğlenemeyecek. Bu nasıl bir şeydir? Aile arasına nifak sokmak değil midir?...

Anlamsız ve Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’ in ilkeleri ile uyuşmayan bu harekete umarım yüzü aydınlığa dönük bütün insanlar ve Değirmendere’ liler itiraz etmeyi sürdüreceklerdir. O hiç kimseyi kadın erkek, genç yaşlı diye ayırmadı, herkesle el ele bu Cumhuriyet’ i kurdu. Hepimize düşen de onu bu şekli ile yaşatmaktır. Umarım bu kararı alan dar görüşlü yöneticilere yetkililer ve kamuoyu müdahale eder ve bu karardan dönerler...