İnsanoğlu doğduğu aileyi, doğduğu kültürü, gözlerini dünyaya açtığı ülkeyi seçemez. İnsanın elinde değildir doğarken hangi ailenin kucağına düşeceğini seçmek, ama doğduğu gün hariç, diğer tüm günler bu hayatta nasıl bir yol çizeceğini seçmek insanın kendi öz iradesine bağlıdır.

Image-102

Kendi okuduğumuz okulu, geleceğimizi seçebilir, bu dünyada nasıl biri olacağımıza karar verebiliriz. Kendi kaderimizi kendi irademiz ile bir nebze de olsa çizebilir, seçeneklerimiz arasından kendimize en uygun olanı koşullar çerçevesinde belirleyerek  yolumuza devam edebiliriz. Peki ya bize sunulan o seçenekler bizim irademizin dışında sözümüzü artık geçiremediğimiz o güçler tarafından sınırlandırıldığında ne olur, seçim yapamaz hale mi gelir insanoğlu, doğduğu o güne geri mi döner çaresizce?

Tabi ki hayır! Çoğu zaman bu hayat yolculuğunda yaşadığımız o ülkenin koşulları, bazen ailemizin dayattığı tabuların hapsinde seçeneklerimiz azalmış, kendimizi kapana kısılmış gibi hissediyor olabiliriz. Doğduğumuz aileyi, koşullar yeterli olmadığı için yaşadığımız ülkeyi değiştiremiyor olabiliriz, ama unutmayın ki biz istesek pek çok şeyi değiştirebiliriz. Kapana kısıldığımız o kafesten atacağımız küçük bir adımla kurtulabilir, artık ışığı görmediğimizi sandığımız o karanlık kuyunun en dibinden duvarlarını kazıyarak çıkabiliriz. Biz istersek her şeyi başarabilir, olumsuz olan, karanlık gibi gözüken o günleri ışığımızla aydınlatabiliriz.

Unutmayın ki her birimiz, artık yok olmuş bir millet gözüyle bakılan bir milleti, en umutsuz gününde o karanlık kuyunun en dibinden çekip alan, sönmeyen ışığı ile bir milletin en karanlık günlerinde güneş olmayı başaran, tüm dünyaya Türkiye Cumhuriyeti’ nin adını duyuran Mustafa Kemal’in evlatlarıyız!

Eğer biz istersek, hele ki tüm kalbimizle istersek her şeyi değiştirebiliriz.