21. yüzyılda 100. Yılını kutlayan Türkiye Cumhuriyeti’nde gazeteciler teker teker içeri atılıyor. Sadece 2023 yılında tam 13 gazeteciyi dört duvar arasına attı iktidar yönetimi.

Hem de Türkiye’nin Yüzyılı  adını verdiği Cumhuriyetin 100. Yüzyılında. Gazetecinin suçu haber yazmak, kamuoyunu bilgilendirmek. Ülkede tecavüzcüler, hırsızlar serbest kamuoyunu bilgilendiren, kamuoyuna haber veren gazeteciler içeride.

Gazeteciler Kamuoyunu Bilgilendirdiği için Bedel mi Ödetiliyor?

Evet! Gazetecilere bedel ödetiliyor. Adliye haberleri, kadın cinayetleri veya magazin haberleri kendi içerisinde tabii ki önemli. Eğer bir iktidar, iktidar olması gerekmez, iktidar içindeki suç örgütlenmeleri, dini cemaat üzerinden örgütlenmiş kimi suç işleyen yapılar vs kendilerini deşifre eden veya eylemlerini yazan daha doğrusu onların suç listesini çıkartan gazetecileri hedefe koyuyorlar. Çağının tanığı olarak gazetecilerin bunları yazması veya deşifre etmesi hedef haline gelmesi için yeterli.

Gazetecileri cezaevine gönderen güç merkezleri sonsuza kadar iktidarda kalacaklarını, sonsuza kadar gücün onların elinde olacağını sanıyor. Gazetecilerin cezaevinde olmasını sağlayan güç merkezlerii ne yaparlarsa yapsınlar karşılarındaki gazetecileri haksızca hukuksuz bir şekilde hapsederlerse etsinler veya ne kadar işkence ederlerse etsinler kimse onlardan hesap sormaz zannediyorlar.  Ama hesap sorulacağı bir tarih mutlaka geliyor.

Gazetecilerin Suçu Ne?

Belki bazıları hatırlayacaktır, üç yıl önce de infaz indirimi söz konusuydu ve gazeteciler gene bu infaz indiriminden yararlanamamıştı. Birçok adi suçlu, katil, çocuk ve kadın tecavüzcüsü vs tahliye edildi ancak gazeteciler bir gece yarısı TBMM’den çıkan bir kararname ile infaz indiriminin dışında tutuldu. Biz gazeteciler toplum için ne kadar tehlikeliyiz değil mi? Bu yüzden mi gazeteciler infaz indirimlerinin dışında tutuluyor acaba?

Birçok gazetecinin cezaevinde olduğunu düşündükçe “kader mahkumu” kavramını anlamaya çalışıyorum. Uyuşturucu satan toplumu zehirlemek, çocukları istismar etmek, kadının yüzüne kezzap atmak, organize suç örgütü kurmak kader mi gerçekten? Eğer küçük bir çocuğu istismar ediyorsa çocuğun kaderi mi oluyor istismar edilmek? Aslında bu bize bir suçun kabul ettirilmesi demek! Belki de gazeteciler gerçekten de bu kaderi kader olarak kabul etmedikleri için “Hayır bu kader değildir” dedikleri için bunu gazetecilere karşı bir tür düşman ceza kanunu uygulanıyor.

Siyasi İktidar Gazetecileri Sevmiyor mu?

Sanırım 2010 yılında üç yargı paketi çıktı. Üç yargı paketi de Türkiye’nin demokratikleşmesine hizmet edecek, sorarsanız fikir özgürlüğünü sağlayacak bir anlamda siyasi suçları ortadan kaldıracaktı. Siyasi suçlu ne demekse … Bence siyasi suçlu diye bir şey yok, insan siyaset yaptığı için, hangi siyasi görüşten olursa olsun anayasal hakkını kullandığı için de suçlanamaz. Sözünü ettiğim üç yargı paketinde de birçok kişi cezaevinden çıktı gene gazeteciler içeride kaldı. Siyasi iktidarın makbul bulduğu birtakım tutuklular halay çekerek çıktılar. Hatırlayın, 14 yaşındaki bir kız çocuğuna 30 kişi tecavüz etmişti  yirminin üzerinde tutuklu vardı o dosyadakiler infaz paketiyle salıverildiler.

2020 yılında çıkan infaz paketin gece yarısı bir müdahaleyle gene gazeteciler infaz paketinin dışında bırakıldı. Doğal olarak olanlara baktığımda gazeteciler infaz paketini hazırlayanlar tarafından herhalde düşman olarak görülüyorlar diye düşünüyorum.

Makbul Suçlar Ne?

Gazetecileri düşman olarak görmelerinin ötesinde bir de makbul olanları oluşturuyorlar. Makbul suçlar o kadar tehlikeli ki! Osman Kavala günahkar, Can Atalay günahkar, Barış Pehlivan günahkar bu infaz paketiyle çıkacak olan katiller, tecavüzcüler, istismarcılar makbul.

Makbul suçu toplumun önüne bu şekilde resmederek koyarsanız ileride çocuklara nasıl anlatacağız? Bu ne demek oluyor biliyor musunuz? Haber yapma yazı yazma uyuşturucu sat, yazı yazma cinayet işle, yazı yazma onu yap bunu yap. Bu fotoğraf beni toplumun geleceği adına ürkütüyor. Yazacak tek şey bu.

İktidardan gazeteciler adına bir şey yapmasını beklemiyorum ama muhalefet değişim krizini atlattığında gazetecilerin cezaevine konmasını ele alacaktır diye düşünüyorum.