Bugün bir kurban bayramını daha idrak ediyoruz (!) Ülkemizde pek çok ibadet gibi kurban ibadeti de maalesef yalnızca şeklî bir takım ritüellere hapsedilmiş bir gelenek olarak yalnızca bir “et bayramı” olarak ifa ediliyor.

Hâlbuki kurban “kurb” yani yakınlık/yakınlaşma kökünden geliyor ve “Allah’a yakınlaşma” manasını ihtiva ediyor. Kurban bayramını gerçek anlamda “idrak etmek” istiyorsak bu dört (4) günü Allah’a yakınlaşma için bir vesile olarak değerlendirmek gerekiyor. Allah’a yakınlaşmak için ise Allah ile aramıza giren ve bizi O’ndan uzaklaştıran her şeyi kurban etmek gerekiyor.

Farkında olarak veya olmayarak Allah’tan başka taptığımız bir şeyler varsa, önce bu Allah’tan başka tapılan şeyleri kurban ederek başlamak gerekiyor. Parayı kurban etmek gerekiyor mesela. İçimizdeki para aşkını, gözümüzü bürüyen para hırsını, her ne pahasına olursa olsun yöntemin ahlaki veya gayri ahlaki olup olmadığına bakmadan kapıldığımız para kazanma iştahını kurban etmek gerekiyor.

“Koltuk sevdasını” kurban etmek gerekiyor sonra. “Şef olayım”, “Müdür olayım”, “Başkan olayım”, “Vekil olayım”, “Bakan olayım”, “Reis-i Cumhur olayım”, “Olayım da nasıl olursam olayım” düşüncesini kurban etmek gerekiyor. Koltuk sevdası uğruna ahlaka muhalif işler yapma fikrini topyekûn kurban etmek gerekiyor.

Hacı emmilerin “açık saçık” (!) bir hanımefendi gördükleri zaman “cık! cık!” etmelerine neden olan o “açık saçık” hanımefendiyi sadece yürüyen bir et parçası olarak gören zihniyeti kurban etmek gerekiyor mesela. O “açık saçık” hanımefendinin bir et parçası olmadığını; duyguları, düşünceleri, fikirleri, hayattan beklentileri olan düz bir insan olduğunu kabul edip; o hanımefendinin tarzını değil kendi içimizdeki kötü arzuları kurban etmemiz ve o hanımefendinin “açık saçık” olduğunun farkına bile varmamamız gerektiğini anlamamız gerekiyor.

Sosyal ve siyasi hayatımızda da bir takım şeyleri kurban etmemiz lazım elbette.

Ülkemizde veba gibi yayılan hukuksuzluk/adaletsizlik illetinin boynuna da bir bıçak darbesi vurarak kurban etmek gerekiyor.

Kamuya personel alımlarında liyakati bir kenara bırakıp adam kayırmacılığa meydan verme illetini kurban etmek gerekiyor.

Kamu ihalelerini ehli yerine vasıfsız, iş bilmez yandaşa verme hastalığını kurban etmek gerekiyor.

Kamu ihalelerini alan şirketlere gizli ortak olmayı, o şirketlerden komisyon adı altında pay almayı, şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemlerle devletin kasasını boşaltmayı, para piyasalarında manipülasyon yaparak milletin cebini boşaltmayı, kamu imkanlarını kullanarak organize suç örgütlerine mahsus fiilleri işlemeyi, rüşveti, irtikabı ve daha bir çok rezaleti kurban etmek gerekiyor.

Yukarıda saydığım ve sayamadığım daha pek çok kötülüğün, Kurban Bayramı’nda bıçak altına yatan o mübarek hayvanların kanlarının akıp gittiği gibi akıp gitmeleri gerekiyor. Emin olun eğer kurban etmemiz gereken tüm bu şeyleri kurban edersek Allah’a gerçekten daha çok yakınlaşırız. Ve emin olun kurban ettiğimiz tüm bu kötülükler bizleri yarın Sırat Köprüsü’nde o mübarek hayvanlardan daha iyi sırtlarında taşır. Cennet ehlini Cennet’e daha çabuk ulaştırır.

Kurban Bayramımız mübarek olsun. Allah kestiğimiz tüm kurbanlarımızı kabul etsin.

(Bu yazı 2021 yılı Kurban Bayramı vesilesiyle yazılmış ve Kocaeli Aydınlar Ocağı sitesinde yayınlanmıştır)