Ailemden, ailemden dediysem yani baba tarafından, bana kalan en önemli genetik miras aceleciliktir kesinlikle. Hoş maddi olarak kalanları saysam burdan tee Kabe'ye bir kaç kere yol olur da söylemeye utanırım, görgüsüzlük olur. Olan var olmayan var di mi anacım djdjddj...
Demem o ki telaşe memurluğu ailemden bana yan dal olarak kalmış bir meslektir, o derece yani. Bunun için Kpss’ ye falan girmeme gerek kalmadı, öylece hazır işin içinde buldum kendimi djdkd. Bilumum telaşelik durumları itina ile bünyeme kazınmış değerli atalarım sayesinde evvelAllah. Çoğu işimi iki arada bir derede yapmazsam eksik iş yapmış sayarım kendimi. Belki de bu kadar mikemmel olmam bu özelliğimdendir, işimi o derece iyi yapıyorum yani, bin şükür djdjdjdjdj...
Mesela bu yazıya da iş arasında çay molası verdiğim deniz kıyısında bir cafede başladım. Millet telefonla oynuyorum sanıyor ama ben ciddi ciddi haftalık yazımı yazıyorum telefonda, patron duysa bu ciddiyetsizliğimi kapının önüne koyar da Allah’tan okunma durumum tavan djdjdjd. Aslında hiç planımda yoktu yazı yazmak, oturup iki dakika denizi seyrederek çayımı içmeyi planlanmıştım müzik dinleyerek. Kıpraşmadan rahat rahat içsene keyifle çayını be adam, yok illa sıkıştıracağım araya bir şeyler. Beni çok yakından tanıyan arkadaşlarım bu hallerimi bildikleri için “kurtlu kaşar” derler bana bazen. Ama haklılar eski kaşarlardanımdır, hem “kaşarın kurtlusu makbuldür” derler ya ondan djdjdjdjd.
Mesela hiç bir yazımı köşeme çekilip çayımı, kahvemi alarak masamda miskin miskin oturarak yazmadım. Ya da bir kitabı şöyle sakin bir ortamda okumadım ya da bir resmi geniş zamanlarda yapmadım. İlla bir şeyler dürter beni böyle rahat anlarımda. Hep olmayacak zamanlar, hep iki el bir pabuçta halleridir favorilerim. Planlı değil haa, yapım bu. Dışarıdan sakin görünsem de çoğu zaman içim içimi yer de kimse fark etmez. İki yüzlü olmak böyle bir şey sanırım djdsjjsjs...
Yazılarımı da hep telefonda word dosyasına yazdığım için, bazen arabada bir şarkıdan duyduğum bir nakarat ya da bir haberden bir kaç satır tetikler beni ve ‘hemen sağa çek, bir kaç cümle yazıver perileri’ gelir aniden. Sonra artık nerede denk gelirse de sonunu orda tamamlarım. Millet de benim bu muhteşem yazılarımı herhalde çalışma odamda büyük bir ciddiyet ve sessizlikle yazıyorum sanıyor dhshshhsd. Nerdee? Cümbür cemaat içinde yazmak en büyük keyfim, hayattan kopmadan. Bazen başka bir şey yazarken, duyduğum bir sesle, bir konuşmayla yazı konumu değiştirdiğim çok olmuştur. Tek bir lüksüm yazı yazarken mutlaka kulaklığım ve müziğim olur, asla vazgeçmem...
Bu kadar okunmamı, bestseller olmamı bunlara borçluyum bilin, tüyo olarak vereyim beni çekemeyenlere de; denesinler belki bi işe yarar dkdkddls...
Acayip hızlı yemek yerim mesela. Misal herkes çorbadayken ben tatlıya doğru hamle yapmış olurum hep. Keyifli dost sohbetleri hariç tabii. Orada da ayıp olmasın diye frenlerim kendimi ama o durumda da yemeğin ritmini yakalamak için her şeyden iki tabak yemek zorunda kalırım djsjsjjssj...
Misal bir yere gideceksek iki dakikada hazırlanırım. Hoş zaten bir yere gitmesem bile o kadar özenli giyinirim ki her an bi yere gidecek gibiyimdir, bir iki rötuşla hazır hale gelirim yani. Sonra da başlarım evdekileri darlamaya. Geçer arabaya korna çalmaya falan başlarım. Bu yüzden arkamdan yediğim küfürlerin haddi hesabı yoktur, bilirim djsjsjjssj...
Babam benden daha beterdir bu konuda, Allah uzun ömür versin. Rahmetli babaannem de öyleydi. Kardeşim ise şöyle söyleyeyim; o büyük 99 depreminde bile evden takım taklavat kemerini takarak, çoraplarını giyerek çıkmıştır, biz saniyesinde don gömlek, yaka paça dışardayken djdjdjdjd. O da, rahmetli dedeme çekmiş kesin. Sakinlik abidesidir ikisi de yani. Oğlu tam bana çekmiş, benim kız da biraz ona djdhdjdjd..
Aslında zaman zaman daralsam da seviyorum bu huyumu. Zaten istesem de düzeltemeyeceğimi bildiğimden, bu huyumdan yüksek verimle faydalanmaya bakıyorum. Mesela bir tatilde dört günden fazla bir yerde kalamam, hep başka bir yere gitme isteği vardır içimde. Böylece on günlük tatilde bazen bir aylık yeri de gezmiş oluruz ki muhteşem bir şeydir bu..
Bakın, misal ikinci çayı içmeden bu yazıyı buraya kadar getirdim aradan çıktı, bir kaç rötuşla çok okunur hale de getiririm daha sonra djdjdj
Şimdilik hoş kalın, geldiler yine bana sıkıldım kalkıyorum. Ama şuna da değinmeden geçemiciim; patron bana çok şey borçlu aslında. Bu kadar yırtınıp duruyorum, duruyoruz ailecek bu muhteşem yazıları yazmak için, bunca işimiz gücümüz arasında ama onda da tık yok. Allah ıslah ede ne diyim djdhsjs...