Connect İzmit to the Global!

Elimizde teknolojinin ve bilgiye erişimin inanılmaz olanakları olduğu bir çağda “ne yapmalı?” sorusuna veremediğimiz cevaplar beni çok şaşırtıyor.

Özellikle, Türkiye’de toplumsal muhalefetin ve çeşitli kesimlerin hala farkında olamadıkları tecrübesizliği ve kapalı sistemleri bu soruların da üzerine düşünülmesini engelliyor.

Bizim başarısızlık olarak bile adlandırabileceğimiz deneyimlerimiz çok sınırlı… Şuan başarısızlığından emin olsak bile bir arayış için hazırlanmalıyız. Mağlup ruhlarla bu iş zor…

Diyelim ve yazımızın ana konusuna gelelim.

Önceki yazılarımda üzerinde durduğum, kentin özgün temalarını merkeze alan siyaset tarzına yönelik son önerim, kentte ne olup bittiğine dair nicel ve nitel verileri toplamaktı. Nicel verilere ulaşmanın yolu özellikle meslek odaları, sendikalar ve belediyeler iken nitel veriler akademik çalışmalar, mahalle ölçekli saha araştırmaları, muhtarlıklar ve dernekler üzerinden elde edilebilir.

Veriye dayalı siyasetin bir başka gerekliliği, ona ulusal ve uluslararası boyutlar kazandırmaktır. Farklı kent ve ülkelerdeki aktivistlerin olaylara bakış açıları ve deneyimleri, “Nasıl?” sorusunun yanıtlanabilmesi için bir başlangıç noktası sağlayabilir. Keza akademisyenler de hem deneyim paylaşımı yapabilirler hem de kentimize özgü temalara dair farklı açılımlar geliştirebilirler.

Bu bağlamda uluslararası çevrimiçi etkinlikler bu kent için önemli. Örneğin, dünyanın her yerinden akademisyenlerin, sendikacıların ve STK'lerin katılımıyla, limanlardaki mücadelelere dair uluslararası bir sempozyum yapılabilir.

Böylece hem mücadeleye ilişkin güçlükler arasındaki paralellikleri görme şansımız olur hem de yaşanan sınıfsal çelişkilere nasıl temas edebileceğimizi belirleyebiliriz. Hiç değilse, kolektif bir beyin fırtınası için elimizde bir başlangıç olabilir.

Bir başka örnek: Kentimizde bir haddehane belası var. Buna ilişkin uluslararası bir buluşmanın katılımcıları, dünyadaki haddehanesi olan kentlerin belediye başkanları, meclis üyeleri, haddehaneye ve benzeri tesislere karşı mücadele eden aktivistler olabilir. Bu katılımcılar sadece “Haddehane neden zararlı?” sorusuna cevap vermenin ötesine geçerek meseleye istihdam perspektifinden yaklaşabilir.

Genel olarak, tek başımıza bir şeylere karşı çıkmanın ötesine geçmeliyiz. Bu tip etkinliklerin ve fikir alışverişlerinin, kentimizdeki kurumların itibarını ve işlevselliğini arttıracağını göz önünde bulundurmalıyız. Zira bugün ihtiyacımız olan şey, arayış için yola çıkmak ve arayışa ilişkin yöntemleri çeşitlendirmektir.