Tükeneceğiz

İnsan doğası gereği doğduğu andan itibaren tüketmeye programlanmış canlıdır. Tüketim; insan için gerekli bir ihtiyaçtır, dünyadaki döngünün bir parçasıdır. Fakat çoğu insan sadece tüketmeyi bilir ve sonrasını düşünmez ya da umursamaz. Ama unutulan nokta şudur ki; doğa düşünür ve her umursuzca tüketimin sonucunu insanlığın üstüne ağır bir şekilde yıkar.

İnsanlık günden güne büyüyüp geliştikçe elimizdeki su kaynakları, enerji kaynakları vb. insanın yaşamı için gerekli kaynakların stokları aynı hızla azalmaktadır. Milyarlarca insan aynı kaynakları hep bir elden çekiştirmekte, hepsinden bir parçayı hızla tüketirken, yerine yerisini koymak için bir çaba göstermemektedir. Çünkü insan kolayı sever, tüketim kolayına gelir, üretmekle uğraşmak istemez. Üretmekle uğraşmamanın yanı sıra arkasında bıraktığı hiçbir atığı ya da kalıntıyı temizleme zahmetinde de bulunmamaktadır. Peki tüm kaynaklarımız tükendiğinde ne yapacaktır insanoğlu, tüm bu kaynakların yerini dağ gibi atıklar kapladığında ne yapacaktır?

İşte tam da bu sebeplerden dolayı harekete geçmenin vakti geldi, hatta geçti. İnsanoğlu, geri dönüşümün önemini anlamalı, anlatmalı. Tüketiminin sorumluluklarını üstlenmeli ve doğaya olan zararını en aza indirmek için elinden geleni yapmalı.Çünkü doğayı kirletmek, ona zarar vermek nasıl insanın elindeyse, bir ağacı filizlendirmekte insanın iki avucunun içindedir…

“Doğaya verilen her zarar, insanoğlunun geleceğine verilen en büyük cezadır.”