21 Şubat tarihinde CHP grup toplantısında Kemal Kılıçdaroğlu neoliberalizme karşı duruşunu şöyle ifade etmişti:

“Değişime bu vahşi neoliberal, tek adam rejiminden başlayacağız. Ama değişim burada durmayacak, halkı ilgilendiren her alana sirayet edecek değişim. Ve şafak söktüğünde; ki şafak sökecek, evsiz, barksız, aidiyetsiz kalan kuşlar, bu ülkede yuvalarını yeniden bulacaklar.”(1)

Neoliberal düzenin ve neoliberalizm karşıtı siyasal söylemin  Türkiye’ye özgü olmadığını görmek açısından Wendy Brown’un “Neoliberalizm Harabelerinde: Batı’da Antidemokratik Siyasetin Yükselişi” kitabını öneriyorum. Kitap, hâlihazırda deneyimlediklerimizi ve karşımıza çıkacak olanları sistemli bir şekilde açıklıyor ve son cümlesinde “sanayisizleşmenin, neoliberal aklın, küreselleşmenin ve dijital teknolojilerin” mağdurları için şu soruyu soruyor: “Ne tür sol siyasal eleştiriler ve vizyonlar onlara ulaşabilir ve onları dönüştürebilir?”

Bugünlerde CHP’nin önünde bir kurultay süreci var ve oradaki tartışmalar Saray Rejimi’ne karşı mücadele bakımından büyük önem taşıyor. Kurultayın çıktılarına dair beklentim ise güçlü, kitlesel bir yerel örgütün ve emek eksenli bir mücadele hattının tartışılmasıdır. Zira bu dönüşüm yaşandığı takdirde; 34 limana ve yüzlerce fabrikaya ev sahipliği yapan ve doğası her geçen gün talan edilen Kocaeli’nde emek mücadelesi yükselişe geçebilir. Bu potansiyeli güçlendirebilecek CHP’li Muhip Kanko, Harun Yıldızlı ve YSP’li Gergerlioğlu gibi mücadeleci milletvekillerimiz ve güçlü bir yerel basınımız var.

Emek mücadelesi, bizi karanlıktan çıkaracak olan pratiklerin başında geliyor. Her direnişte ortaya çıkan, dayanışma ağları ören ve basını etkili kullanan emek eksenli bir siyaset tarzı, solun Cumhur İttifakı’na oy veren emekçiler ile arasındaki buzları kırmasını sağlayacaktır.

Bu noktada “Saray rejimi nasıl devam edecek?” sorusunu, Wendy Brown’un şu sözleriyle yanıtlamak istiyorum: “Reel neoliberalizmde devlet her türden büyük ekonomik çıkar gruplarının tahakkümündedir ve maddi ihtiyaçların ötesinde kin, öfke ve hınçla dolup taşan nüfusa hitap etmek mecburiyetindedir” (Brown, 2020; 98). Burada ifade edildiği şekliyle Saray Rejimi; MHP, YRP ve tarikatlar kanalıyla 'öfke ve hınçla dolup' taşan kitlelere aktif bir şekilde hitap ediyor, bu öfkeyi çeşitli yardımlaşma ağlarıyla uyuşturuyor, güvenlikçi politikalarla hedefi şaşırtıyor ve toplumsal 'hassasiyetleri' zorluyor.

Birikim’de yayınlanan Yeniden Refah Partisi ve 2023 seçimlerinde siyasal stratejilerini inceleyen yazı güzel bir örneği gösteriyor. YRP hem kendi mahallesine hem kendi mahallesinin dışına mikro siyaset ölçeğinde, yani ülkenin ve kentin yakıcı gündemlerini ele alarak sesleniyor, aynı zamanda yerel topluluk/aidiyet hissini güçlendirecek yardım faaliyetleri yürütüyor.

Sol bu şekilde davranmalı demiyorum, ancak yeni enstrümanlar ve kurumlar üzerine fikir yürütmelidir. Kocaeli’ye dönersek; haddehane ve taş ocakları gibi talan projeleri, limanlarda her ay işlenen iş cinayetleri ve her gün basına yansıyan işçi direnişleri, kentte yeni bir döneme doğru gidilidiğinin sinyallerini veriyor. Burada sol  muhafazakar emekçi kesimlerle arasındaki buzları kırmak için tarihi bir fırsat ile karşı karşıyadır. Bugün emek eksenli kurulacak bir tarihsel blok, güç alınabilinecek bir zemin olarak karşımızda duruyor.

Yerelde bir ittifak önermiyorum, ama tepkisel çıkışların ötesine giden bir emek mücadelesini örmek gerekiyor. Mikro siyasal gündemlere çareler üreterek, emekçilerin arasında dayanışma ağlarını kurarak ve gençlere entelektüel üretim yapmalarını sağlayacak fırsatları yaratarak Kocaeli’nde Saray Rejimi’ne ve onun neoliberal politikalarına karşı bir direniş cephesi kurulabilir.

Nereden başlamalı? Limanlara ve TMO patlamasına bakmalı. Bahçeşehir ve Marmara Kolejlerindeki hukuksuz işten çıkarmalara ve mobbinglere bakmalı. Lastik fabrikalarındaki sistematik işçi kıyımlarına bakmalı.

TİP, Can Atalay için Adalet Buluşması ve Halk Forumu’nu tam da bu perspektif ile planladı. Forumu en yakın zamanda yapacağız ve emek eksenli bir yaklaşımla yöntemlerimizi çeşitlendireceğiz. Asıl değişim bu bakış açısıyla gelecek. Mahallelerimizin sınırlarını bu şekilde genişleteceğiz. Bu esnada sol da kurumsal değil, eylemlerinde  birleşecek. Dünyada ve ülkemizdeki otoriter neoliberalizme karşı mücadelenin yerellerden başlaması bir zorunluluk.

Kolay değil, bu kentte hiç kolay değil. Bu yola çıkarken 'aklın karamsarlığına, irademizin iyimserliğine' güveneceğiz.

 

Kaynakça

Kemal Kılıçdaroğlu: Değişime bu vahşi neoliberal tek adam rejiminden başlayacağız. (n.d.). Bianet - Bagimsiz Iletisim Agi. https://m.bianet.org/bianet/siyaset/274611-kemal-kilicdaroglu-degisime-bu-vahsi-neoliberal-tek-adam-rejiminden-baslayacagiz

Brown, Wendy. 2021. Neoliberalizmin Harabelerinde: Batı’da Antidemokratik Siyasetin Yükselişi. Ankara: Metis

https://birikimdergisi.com/guncel/11487/yeniden-refah-ve-2023-secimleri-yeniden-refah-partisi-nereden-ve-nasil-yukseldi