28 Ekim 1923 akşamı, Çankaya.
Tek bir cümle
‘Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.’
Bir milletin kurtuluşu, bir devrin kapanışı, bir ulusun zaferi tek bir cümleye, tüm coşkusuyla işte tam da o gün sığdı.
Bir masanın etrafında toplanan bir avuç insanın kulaklarında Mustafa Kemal’in sesiyle yankılanan o cümle ile yeni bir devrin kapıları aralandı.
Yıllar süren o savaşın sonunda yurdun dört bir yanında dalgalanan kırmızı beyaz bayraktı, 7’den 70’e ailesini, sevdiğini, evladını bırakıp bir daha evine dönemeyen şehitlerin fedasıydı tek bir cümle. Bir ulusun canıyla dişiyle kazandığı zaferiydi.
Dünya üzerindeki tüm büyük liderlerin gıpta ettiği o baş komutanın, Türk Milletini düştüğü kuyudan çekip çıkaran, bir ulusun tekrardan söz sahibi olmasını, egemenliğini eline almasını sağlayan ulu önderin, Mustafa Kemal Atatürk’ün sesinde can buldu o cümle.
Şu an kendi ülkemizde, kendi topraklarımızda, kendi dilimizi konuşarak, kadın erkek fark etmeksizin seçerek seçilerek nefes almamızın en büyük sebebiydi o cümle. Koca bir devrin kapanışı, Ulu Önderin ışığında yepyeni bir devrin başlangıcıydı.
Tam da bu yüzden tüm gücünüzle derin bir nefes çekin ciğerlerinize; unutmayın, hatırlayın, hatırlatın.
Bastığınız yerleri toprak diyip geçmeyin, tanıyın.
İşte tam da o anda tüm nefesinizle haykırın sokaklara;
‘Yaşasın Cumhuriyet!’